Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Aydın için etkileşim

Aydın 24 yazarlarından Ali Aksüt ağabeyimizin Türkiye gündemine geniş bir perspektiften bakarak ışık tutan "Siyanürle Ölüyoruz" adlı yazısından etkilenmiştim. İki kere okudum yazıyı.

Bu etkileşim aklıma Aydın'ı getirdi;

İnsanı bezdiren, soğutan olaylar hiç eksik olmuyor bu hayatta.

Gün geçmiyor ki, sokaklarda caddelerde göze hoş gelmeyen olaylar yaşanmasın.

Birkaç yıldır Aydın dışındaydım, tanıyamaz oldum bu kutsanmış şehri. Tam bir keşmekeş içinde kalmış güzel Aydın.

Trafik ve otopark tam bir kaos içinde. İnisiyatif sürücülerin eline geçmiş durumda. Yayalarda kafasına göre hareket ediyor trafikte. Umarsızca kullanıyorlar yolları kaldırımları.

Her şey bilinçten uzak ve rastgele. Motosiklet ve bisikletlileri trafikten sayan bile yok. Bisiklet yolları zaten yok. Allaha emanet.

Sorun sadece trafik değil tabii ki!

Sokaklarda bağıra bağıra küfürlü konuşan insanlar mı ararsın, yoksa her an kavgaya meyilli agresif gençler mi? Çok üzücü bir durum, konu sosyolojik tahlillerle muhtaç.

Kafanızı kaldırıp dikkatlice olana bitene baktığınızda, sokaklar güvensiz ve kirlilik içinde.

Nüfus İstasyon Meydanında çekim merkezi oluşturmuş. Adnan Menderes Bulvarının dışında cazibe merkezi yok. Bu bölge ve çevresindeki kafeler adres buluşma yerine dönüşmüş. Aydın bu dar alanda tıkanmış, şehir hep aynı yere akıyor.

Subjektif gözlemlerimi aktarmaya devam edeyim;

Aydın niçin büyümüyor deniliyor!

Aydın kabuğunu kıramadı deniliyor!

Aydın'a niçin yatırım gelmiyor deniliyor!

Bu sözler beni derinden yaralıyor.

Bir Aydın aşığı olarak yapıcı eleştirilerimi yapmak zorundayım:

Aydın'ın batısındaki Kemer, Girne ve Mimar Sinan mahallelerinin gelişerek büyümesi farklı bir şehirleşmeye geçileceğini gösteriyor. Buralarda büyük merkezler meydana gelmiş durumda. Şehir diyemiyorum sadece büyük bir yaşam alanından bahsediyorum. Bu alanda Sosyal ve Kültürel yaşamı hayata geçirmek için yetkililerin yapması gerekenler var;

Nacizane görüşüm;

Bu büyük merkezde resmi daireler var mı? Yok.

Bankalar ve Finans kurumları faaliyet gösteriyor mu? Yok.

Örneğin; Adliye buraya geldiğinde, Avukatlık ve buna bağlı entegre bürolarla bir çok meslek kuruluşları otomatik olarak o bölgeye taşınacaktır. Arkasından serbest meslek erbapları; (Doktor, Diş Hekimi, Eczane, Veteriner, Noter, Mali Müşavir, Mühendislik Büroları vs.) burada kendine yer bulacaktır. Daha sonra odalar dernekler ve birçok sivil toplum kuruluşları gelecektir.

Bölgemizde kafeler güzel mekânlar zaten yeteri kadar vardır.

Başka bir konu:

Kaldırımlarda yürüyemiyoruz, görüntüler hiç hoş değil. Ayrıca yürürken bile yollara döşenmiş yüksek kodlu parke taşları ayağınıza takılıyor. Sendeleyip düşecek gibi oluyorsunuz.

Söylenerek yolunuza devam ediyorsunuz.

Yola döşenmiş taş deyince aklıma geldi; Yer belirtmeden yapamayacağım.

Batı Gazi Bulvarı asfalt döşenmiş, elinize kolunuza sağlık teşekkür ederiz.

Doğu Gazi Bulvarı eski taşlarla öylece duruyor. Acaba neden?

Yol ve mahalle halkı kaderine terk edilmiş cezalı mahkûm mu yoksa?

Ayrıca mahallelerimizin sokak yolları çok kötü.

Türkiye gündemi zaten insanı yeteri kadar üzerken şehrimizin kısır siyasi çekişmelere teslim olması ayrı bir konu.

Üstelikte can sıkıcı.

Ona başka bir zaman değinelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum