Bak delikanlı!

Değerli okurlar 1968 yılında Ankara Dil Tarih Fakültesi Arkeoloji son sınıf öğrencisi idim. O günlerde öğrenci hareketlerinin yoğun olduğu bir dönemdi. 68 kuşağı olarak bilinen veya adlandırılan gençler ülkemizin emperyalistler tarafından sömürülmesine karşı çıkıyorlardı. Bu yurtsever gençlerin çoğu Nurhak dağlarında ve diğer yerlerde canları ile ödediler. Bunların elinde silah yoktu kitapları ve kalemleri vardı. Tek suçları ülkesini ve halkını sevmeleriydi.

Onların hayatları pahasına sürdükleri onurlu mücadelelerinin önünde saygı ile eğiliyorum. Bazılarına bu mücadele hafife alınabilir. Ama onlar onuru ile yaşadılar veya canları ile ödediler. Onların yattığı yer bütün ileri görüşlülerin ve devrimcilerin kalbinde Sayın Ahmet Zorlu Beyin dediği gibi:

Sokağa çıktı diye alaya aldığın ihtiyar var ya.

Ya 68 ya da 78 Kuşağına mensup birer delikanlıdır aslında, o ya da onlar,

Hani, ‘Dede’ diye alay ettiklerinden bahsediyorum.

Tahakküme başkaldırmak onların yaşam tarzıydı, gençliklerinde.

Onların her biri gençliklerinde filozofça yaşadılar, çıktılar mı meydana inletirlerdi alanları, hakları ve halkı için.

Akşam evine giderken, ekmek olmazsa da olur, ama gece okuyacağı kitabı ve gazeteyi asla ihmal etmezdi.

Cebindeki 2,5 lirayla ekmek almaya kıyamaz, ama bastırır kitap satın alırdı.

Kiminin başucunda ‘Nihal Atsız’ın eserleri, kiminin başucunda Marks’ın ‘Das Kapital’i ya da Georges Pulitzer’in “Felsefenin Temel İlkeleri” yer alırdı.

Ortak Paydaları, “Anti Emperyalist” olmalarıydı.

Kimi “Kahrolsun ABD” kimi de “Kahrolsun Rusya” der. Emperyalizme tavırlarını ortaya koyarlardı.

Onlar sahada olduğu sürece, Emperyalizm ülkemin hava sahasına bile giremedi.

Ta ki, bu günün bazı makbulleri!, 6. Filoya karşı secde edene kadar.

O nedenle, bu gün dışarı çıktı diye alay ettiğin Dede’yle muhatap olurken iki kere düşüneceksin.

Çünkü onların en genci 60 yaşında, en delikanlısı 80’ine merdiven dayadı.

İstisnasız tamamı hayattan alacaklı bir nesildir onlar.

Daha ilkokul sıralarında Türkiye ve Dünyayı öğrenmeye başladıkları zamanlar el attı Emperyalizm onlara.

Gıda yardımı adı altında gönderilen UNICEF etiketli Süt Tozunu saklı-gizli içmeyerek ve yerlere dökerek yaptılar ilk eylemlerini Emperyalizme karşı.

Zira ABD emperyalizminin amacı çocukları beslemek değil, ‘Senin gibi Sünger beyinli bir nesil yetiştirmekti..’

Senin gibi 10 dakikada bir selfie çekmeyi bırak, onların sararmış bir siyah-beyaz çocukluk resmi bile olmadı biliyor musun?

Bazılarının yüzlerini,  öldürüldüklerinde ya da idam edildiklerinde gazetelerde çıkan fotoğraflardan tanıyor, biliyoruz.

Ama o bazılarının fikirleri bu gün bile gerçeği gören gençliğin savunduğu, temelini Antiemperyalizmin oluşturduğu görüşlerdir, biliyor musun?

Bunlar Vereme, Tüberküloza, Kızamığa kafa tutmuş, terörün, anarşinin kol gezdiği dönemde kelle koltukta yaşamış bir gençlik.

Bu nesil var ya, bu nesil, her biri İlkokulu, bazıları ortaokulu az bir bölümü liseyi okuyabildi,  ama felsefeyi su gibi içmişimlerdi

Fikri olmayan bir Prof. de  “Ben cahilin ferasetine güveniyorum” yoksa    “Bilim, ilim, ahlak, erdem” diyenine hiç güvenmiyorum” demedi mi?.

O nedenle dikkat edeceksin. Alaya almayacak, başına kolonya döküp sokak ortasında sorgulamak yerine önlerinde düğme ilikleyip yardımcı olacaksın.

O alaya aldığın Emmi ve Emmiler var ya, en genci 2-3 ihtilal görmüş, en az 10 ekonomik krizden sağ salim çıkmış insanlardır.

Yoklukla terbiye edilmiş, ekmeği hep elinden alınmak istenmiş ama ekmeğini vermemek için direnmiş bir nesilden bahsediyorum.

Onlar bu vatanı hiçbir karşılık beklemeden sevmiş, kalemini onuru için kullanmış neslinin gururu olmayı başarmış insanlardır.

Daha da önemlisi nedir biliyor musun delikanlı?

Onlar karşılıksız sevdikleri bu vatan için yeri geldi dayakla, yeri geldi kurşunla, yeri geldi zindanla bedel ödediler, biliyor musun?

Ama hep, “Olsun, biz bu vatanı karşılıksız sevdik, bedeli neyse ödemeye hazırız”  diyecek kadar yürekli gençlerdi.

Senin gibi baba harçlığıyla gitmediler okula. Kimi gündüz çalıştı, gece kelle koltukta gitti Ortaokula, Liseye.

Kimi kendi kendini eğitti, boş zamanlarında deliler gibi kitapların içinde kaybolarak.

Biliyor musun o zor şartlara rağmen her biri bir baltaya sap olmuş, senin ve babanın iyi yaşaması için bir hayat sermişler senin ayaklarının altına.

O nedenle, onları yıkacak en son şey, senin gibi bir sünger beyinli tarafından alaya alınmaktır.

Onlar geldikleri yere el etek öpmeden, palto tutmak yerine kafa tutarak geldiler.

Birer efsanedir 68 Kuşağının, 78 Kuşağının her bir ferdi.

O nedenle dikkat et.

Onlar kendilerini sokağa atıyorsa buldukları her fırsatta, hiç düşündün mü neden?

Onlar her korkuyu attılar üzerlerinden, ama demir parmaklıklar, zindanlar onların hayatında hep bir kâbus olarak kaldı.

Hiçbir suçu olmadığı halde, zindanlarda, demir parmaklıkların arkasında tutulmalarını hala bu gün bile hazmedemiyorlar.

Onlar isyan etmek için dağları mekan seçtiler bir zamanlar.

Tıkıldıkları zindanlarda tek hayalleri vardı, 'memleketin kırlarında özgürce dolaşabilmek.'

Onlar vatana âşık, toprağa âşık bir nesil.

O nedenle sana tavsiyem.

Onlara ilişme.

Onların kafasının tası attı mı, yaşlarına başlarına bakmadan çıkarlar yeniden meydanlara.

Başkaldırırlar, ‘Sünger Beyinlilerin’ sorumsuzca davranışlarına.

Ben uyarayım da..

Hepsi de ışıklar içinde yatsınlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.